İstanbul Valisi Davut Gül, 29 Ekim itibarıyla Cumhuriyetin 100’üncü yılında kentteki okulların tamamında okul spor kulübü olacağını belirtti.
Vali Gül, “2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı Hazırlık Çalışmaları Değerlendirme Toplantısı” kapsamında Anadolu Yakası’ndaki okul müdürleri ile bir araya geldi.
Okul müdürlerinin, personel ve öğretmen talebi, okulların yıkılarak yeniden yapılması veya güçlendirilmesi, güvenlik ve ulaşım gibi konulardaki taleplerini dinleyen Gül, Milli Eğitim Bakanlığının karar vermesi gereken konuları Bakanlığa ileteceklerini ifade etti.
Gül, bağımlılıkla ilgili olarak emniyet ve jandarmanın mücadele ettiğini vurgulayarak, çocukların, gençlerin, kadınların, daha çok sosyalleşmesi, daha özgüvenli olması için projelerin gerektiğini kaydetti.
4 farklı proje üzerinde çalıştıklarını belirten Gül, “Birleştirilmiş sınıflar hariç bütün okullarda okul spor kulüplerini kuracağız. Beden eğitimi öğretmenlerimiz, Gençlik Spor İl Müdürlüğüyle yetenek taramalarını yapacaklar. Okul spor kulüplerinde yaklaşık 40 branş var. Bu branşlardan hangisine ilgi duyuyorsa onlardan lisans çıkartacağız. 29 Ekim itibarıyla Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında okullarımızın tamamında okul spor kulübü olacak. Asgari 1 milyon lisanslı öğrencimiz olacak. Bir milyon lisanslı öğrencimizin olabilmesi için her okulun en az yüzde 35’inin lisanslı olması gerekiyor.” dedi.
Öğrencilere lisans çıkarılması için sağlık raporu alınması gerektiğini hatırlatan Gül, hastanelerde yoğunluk oluşmaması için İl Sağlık Müdürlüğüyle görüştüklerini ve sağlık raporlarının aile hekimlerinden alınabileceğin belirtti.
Okullarda müzik sınıfları oluşturmayı da planladıklarını belirten Gül, buralara müzik araç ve gereçlerini temin edeceklerini söyledi. Son yıllarda zenginleşen kütüphaneleri daha fazla geliştirmeyi planladıklarını söyleyen Gül, şunları dedi:
“Bu kitapların okunması lazım. Proje anlamında, son olarak da okul meclisleri oluşturacağız. Burada isteğimiz ne? Gençlerin, çocukların karar süreçlerine katılması. Sosyal kültürel faaliyetler olan çocukların duyarlılıklarını arttıran, karar süreçlerinde mekanizmalar olacak. Çocukların, gençlerin karar mekanizmasında olduğu, her sınıfta sosyal, kültürel faaliyetlerin içerisinde olan öğrencilerimiz olmuş olacak. Bu dört projeyle; kendi çocuğumuz olsa bunun kitap okumasını, bir enstrüman çalmasını, spor yapmasını, sosyal kültürel faaliyetler içinde olmasını istiyoruz. Kendi çocuğumuz için istediğimizi bütün İstanbullular için istiyoruz. Bununla bağımlılığın ve devamsızlığın azaldığı, veliyle okul arasındaki irtibatın güçlendiği bir mekanizmayı arzuluyoruz.”
Vali Davut Gül, İstanbul’da depreme karşı güçlendirilen ve yıkılıp yapılmasına karar verilen okulların bulunduğuna işaret ederek, bu konuda çalışmaların sürdüğünü hatırlattı. İstanbul’da 290 civarında okul yapılabilecek arsanın olduğunu kaydeden Gül, 2 sene içinde 290 arsanın tamamında okulları yapmayı hedeflediklerini belirtti.
“Bağışı öğrenci üzerinden alma gibi bir uygulamamız yok”
Okul aile birliklerinin fonksiyonlarının önemine işaret eden Gül, konuşmasına şöyle devam etti: “Okul Aile Birlikleri çalışırken hiç şüphesiz bağış alacaklar ama bu bağışı öğrenci üzerinden alma gibi bir uygulamamız yok. Bir kâğıt yazıp öğrencinin eline verip ‘aileniz 300 lira para yatırsın.’ Önümüzdeki hafta gelmediğinde öğretmeni bu işin içine sokup öğrenciyi bu işin içine sokup ‘Ayşe, Fatma, senin ailen parayı yatırmadı’ davranışı öğretmenimize de öğrencimize de zarar verir. Bunu yapmayacağız. Veliyi sistemin içinde tutacağız. Velilerimizden bağış verenler olursa alacağız. Zorlamadan, öğrenciyi, öğretmeni enstrüman olarak kullanmadan yapacağız. Daha da önemlisi şeffaflığı sağlayacağız. Ne kadar para toplandığını ve bu paranın nereye harcandığını bilmek istiyor. Bu, çok insani. Okul web sayfasına ilk 3 ayda kaç lira para topladık ve bunu nereye harcadık? Yaptığımız işin şeffaf olması lazım.”
“Kimsenin çocuğunu afişe etme hakkımız yok”
Sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin yardımlarının ne kadar kıymetli olduğuna değinen Gül, yardım yapılan öğrencilerin yardım malzemeleriyle birlikte fotoğraflarının çekilmesinin ve paylaşılmasının yanlış olduğunu söyledi.
Yardımların, dernek ve yerel yönetimler arasında olmaması gerektiğini vurgulayan Gül, “Yardım yapan sivil toplum kuruluşu, yerel yönetimler okul müdürümüz, müdür yardımcılarımız 8-10 öğretmenimiz, okul aile birliğinden bir ekip olsun. Yardımları alsın. Teşekkür edip fotoğraf çekilsinler. Kimsenin çocuğunu afişe etme hakkımız yok. Yoksulluk başka bir şey. Devlet olarak üzerimize düşeni yapacağız. Hayırseverlerin katkılarına asla engel olmamamız lazım ama milletin çocuğunu, fakir fukaranın çocuğunu afişe etme gibi bir hakkımız hukuken de vicdanen de yok. Bunu asla yapmayacağız.” şeklinde konuştu.
Yardımların çocuğu, aileyi ve toplumu incitmeden verilmesinin gerektiğine değinen Vali Gül, “Mümkünse anneye, babaya vererek çocuğun o ayakkabıyı ya da o çantayı annesinden, babasından almasını sağlamamız lazım. Biz aileyi böyle güçlendiririz. Annenin, babanın alamadığını farklı bir enstrümanla biz çocuğa direkt verdiğimizde üstelik de bunu afişe ettiğimizde çocuğu incitmiş oluruz. Bu toplumun da Allah’ın da zoruna gider.” dedi.
Konuşmasında mesleki eğitimin önemine işaret eden Gül, yeteneği olan öğrencilerin mesleki eğitim merkezlerine yönlendirilmesi gerektiğini belirtti. Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezindeki programa, Vali Yardımcısı Dr. Hasan Hüseyin Can, İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür ile Anadolu Yakası’ndaki okulların müdürleri katıldı.
Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/egitim/istanbuldaki-okullarda-1-milyon-lisansli-ogrenci-hedefi/2986705
